Kitaplarla bir yıl başlığında yıl içinde okuduğu kitapları aylara göre sıraladığı bir liste ile başlıyor eser, bu detayı aklınızda tutun.
Bu bir günlük. Gittiği yerlerde fırsat buldukça oturmuş yazmış sevgili Manguel. Özelliği şu ki yaşadıkları ve gözlemlerini okudukları ile ilintileyerek kaleme almış. Yazarın kalemini çok seviyorum bu ayrı, fakat
Okuduğum ilk ingilizce kitap olması üzerinde daha derin araştırmalar yapmamı gerektirse de, Dr. Moreau'nun Adası'nın distopik bir eser olduğunu söylemeliyim. Prendick'in bir gemi kazasından sağ kurtulduktan sonra yaptığı veya gördüğü vahşi deneyleri, günümüzde insanlar üzerinde denenen ve çeşitli kimyasallara benzetiyorum. Söz konusu çeşitli kimyasallar veya bize iyi geldiği söylenerek reçete edilen ancak belirli bir süre sonra kullandıktan sonra bize onarılamaz hasarlar oluşturan "antidepresanlar" ile genetiği değiştirilmiş milyarlarca besin..
Birilerini daha zengin etmek için çalışıyor, hayatı kaçırıyor, onları daha zengin ederken cebimize az para girse kendimizi "zengin" hissediyoruz. Hayvanların insanlaştırıldığı, insanların hayvanlaştırıldığı ve tüketime alıştırıldığı, birbirine yabancılaştırıldığı ve toplumdan koparılışın bu denli hızlı olduğu hakikati size yabancı geliyor mu?
Dr Moreau'ya gelince.. İnsanın doğasının bazı durumlarda ne kadar tehlikeli olabileceğini, bilim adı altında yapılan bazı deneylerin canlıları nasıl mahvedebildiğini gergin atmosferiyle tasvir edebilmeyi başarmış. Olay sade bir dille işlenmiş, sembolizasyonla ve mesajlar, kitabın erken dönem bilimkurgu eseri olmasına karşın oldukça yeterli.
--post-antroposentrik değilim--
“Dört ayak üstünde yürümeyeceksin; Yasa böyle buyurur. Biz İnsan değil miyiz?”